Merhaba ben Jenny, sesimi duyan var mı? – Cemre Özcan

(Forrest Gump filminin Jenny karakteri üzerinden çocuk cinsel istismarı açısından incelenmesi)

Yönetmenliğini Robert Zemeckis’in yaptığı Forrest Gump, 1994 yılında yayınlanan epik, romantik, komedi-dram dalında bir Amerikan filmidir. 1986 yılında Winston Groom tarafından aynı isimle yazılan romandan esinlenerek yapılmıştır. Başrollerinde Tom Hanks, Robin Wright, Gary Sinise, Sally Field ve Mykelti Williamson yer almaktadır. Film, en iyi erkek oyuncu, en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi film kurgusu başta olmak üzere birçok ödül almıştır.

Film Forrest Gump adında hem otizm spektrum bozukluğu olan hem IQ puanı 75 hem de fiziksel olarak ayaklarında ve sırtında yürümesine engel olacak derecede problem olan bir çocuğun hayata diğer bireyler gibi dahil olma, karşılaştığı olumsuzluklara iyimserliğini entegre etme sürecini anlatır. Film, duygusal anlamda güçlü ve çocuğuna inanan bir anne, ensest mağduru bir sevgili, sıkı bağlar kurulan sadık dostlar üçgeni içerisinde IQ puanı 75, otizm spektrum bozukluğu olan bir çocuğun, Amerikan futbolu, masa tenisi, ordu ve girişimcilik alanlarındaki başarılarını vurgulamaktadır. Forrest’ın mücadelesi paralelinde Amerika’nın siyasi ve sosyal olaylarına değinilir ve eğitimdeki ayrıştırma modeline de dikkat çekilir.

Filmde Forrest’ın babası hiç görülmez, sadece kısa bir sahnede babasının tatile gittiğini ifade eden annesine Forrest, ‘Tatil ne demek?’ Diye sorduğunda annesinin ‘uzak bir yere gitmek ve bir daha gelmemek’ şeklindeki ifadesiyle babanın onları terk etmiş olduğunu ya da vefat ettiğini tahmin edebiliyoruz. Oğlunun özel durumunun farkında olan annesi onunla kısa ve basit cümlelerle iletişim kurar. Anne, oğlunu akran zorbalığına ya da yetişkinlerin rahatsız edici sözlerine karşı güçlü durması için yüreklendirici bir yetiştirme tarzı benimsemiştir. Film içinde ‘Kimsenin sana ‘ben senden daha iyiyim’ demesine izin verme, Tanrı hepimizin aynı olmasını isteseydi hepimizin bacaklarına bir tel çekerdi.’ İfadesi altı çizilecek türdendir. Annesi oğlunu ayrıştırma modelini benimsemiş eğitim sistemine rağmen normal bir okula başlatır.
Forrest daha ilk günden öğrenci servisinde akran zorbalığına maruz kalır ancak diğer yandan hayatının aşkı Jenny ile de aynı gün tanışır. Jenny hem en yakın arkadaşı hem de aşık olduğu kızdır. Beraber uzun zaman geçirir birbirlerine yeni şeyler öğretirler. Forrest, hayata karşı temel savunma mekanizmasını da okul döneminde maruz kaldığı akran zorbalığı ile öğrenir ve zaman içerisinde geliştirir. Filmin efsane repliklerinden biri olan ‘Run Forrest run!’ Maruz kaldığı bir zorbalık karşısında Jenny’nin ona söylediği cümledir. O günden sonra Forrest koşar, hem fiziksel olarak bacakları ve sırtı iyileşir hem de zorbalık karşısında psikolojik bir kalkan oluşturur.

Forrest inancı ve mücadelesi sayesinde üniversiteyi de kazanır ve hatta üniversitede çok iyi koştuğu için Amerikan futbol takıma seçilir ardından ciddi bir başarı elde eder.
Mezuniyetten hemen sonra orduya katılır. Orduda Bubba adında yakın bir arkadaşı olur ve beraber Vietnam’a giderler. Bubba ve ailesi çok eski yıllardır karidesçilik yapmaktadır. Askerliği bittikten sonra da Bubba’nın bir karides teknesi alma hayali vardır. Forrest’a ortak olmayı teklif eder ve Forrest kabul eder. Ancak savaşta işler yolunda gitmez ve bir saldırıda Bubba ölür. Forrest, birçok arkadaşını ve komutanı Teğmen Dan’i de son anda kurtarır. Savaştaki kahramanlığından dolayı şeref madalyası kazanır. Tedavi gördüğü askeri hastanede pinpon oynamayı öğrenir ve profesyonelleşerek hem ülkesini temsil etmek için maçlara çıkar hem de savaş gazilerine eğitmenlik yapar.

Ordudan ayrıldıktan sonra arkadaşı Bubba’ya söz verdiği gibi gidip bir karides teknesi alır ve hiç bilmediği karides işine başlar. Bacaklarını savaşta kaybeden teğmen Dan ile beraber Bubba-Gump karides firmasını kurarak karides işinden ciddi paralar kazanırlar. Bir gün annesinin hasta olduğu haberini alır ve her şeyi geride bırakıp evine döner. Kısa bir süre sonra da kansere yakalanan annesini kaybeder.

Forrest Alabama’daki evinden ve kasabası Greenbow’dan ayrılmaz. Ve bir gün Jenny gelir. Forrest’la Jenny’i beraber keyifli zamanlar geçirirler. Forrest bu süreçte Jenny’e evlilik teklifi eder ancak Jenny hem kabul etmez hem de bir sabah habersizce çıkıp gider. O andan sonra filmin efsanevi sahneleri başlar; Forrest’ın 3 yıl 2 ay 14 gün koştuğu, insanları da arkasından koşturduğu, tüm dünyanın bu koşuşa birbirinden farklı anlamlar yüklediği ve haberlere manşet olduğu o sahneler. Jenny Forrest’a bir mektup gönderir ve yaşadığı yere davet eder. Forrest gider ve hayatının şokunu yaşar; bir oğlu olduğunu öğrenir. Jenny ölmek üzeredir, Forrest’ı oğlu, küçük Forrest’la tanıştırır ve ona emanet eder. Forrest’la Jenny evlenirler ancak çok uzun sürmeden Forrest, Jenny’i de kaybeder. Forrest oğluyla beraber yaşar.

1994 yılında yayınlandığından bugüne kadar birçok yazar, gazeteci ya da araştırmacının filmi otizm spektrum bozukluğu, Amerika’nın siyasi tarihi, savaş dönemi, ideolojik duruşlar, özgürlük hareketleri, kapitalizm algısı gibi farklı açılardan değerlendirdiği; kimi yazılarda film övülürken kimi yazılarda da Hollywood filmleri gerçeği ile Amerikan kapitalizminin yüceltildiği iddia edilerek yerildiği görülmektedir. Bu yazıda Forrest Gump filmi Jenny karakteri üzerinden ensest ve cinsel istismar konuları üzerinden değerlendirilecektir.

Çocuklara yönelik her türlü ihmal ve istismar milyonlarca çocuğu etkileyen küresel bir halk sağlığı sorunudur. Her yıl 4 milyondan fazla çocuğun ihmal ya da istismara uğradığı bildirilmektedir. NCCAN’nın (Amerikan Ulusal Çocuk İstismarı ve İhmali Merkezi) 1991’de yayınladığı tanıma göre çocuğun cinsel istismarı; “Çocuk ve erişkin arasındaki temas ve ilişki, o erişkinin veya başka birinin cinsel stimülasyonu için kullanılmışsa çocuğun cinsel istismarı olarak kabul edilir. Cinsel istismar diğer bir çocuk tarafından eğer bu çocuğun diğeri üzerinde belirgin bir fiziksel gücü veya psikolojik kontrolü söz konusuysa veya belirgin bir yaş farkı varsa da gerçekleştirilebilir” şeklindedir (Polat, 2007). Çocukluk çağı cinsel istismarı dünya çapında oldukça yaygın görülmekte ve bildirilen yaygınlık oranları uluslararası olarak kadınlarda %8 ile %31, erkeklerde %3 ile %17 arasında değişmektedir (Koyuncuoğlu ve Koyuncuoğlu, 2023). Diğer yandan ensest ise birbirleri arasında kan bağı bulunan, çoğu kültürde yasal ya da yasal olmayan kurallarla cinsel birliktelikleri yasaklanmış olan kişilerin cinsel ilişkide olma durumunu ifade eden bir terimdir. Her toplum ve statüde çocuklar cinsel istismara uğrayabilmekte ve bu duruma sebep olan aile bireyleri, ebeveynleri, ağabey ve ablaları ya da dayı, amca vb. güvendiği sevdiği kişiler olabilmekte; çoğu zaman da gizli kalmaktadır (Eskici,2016). Ulusal literatürde cinsel istismar ile ilgili kapsamlı verilerin sunulduğu Türkiye’ de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması (2015)’nda kadınların çocukluk dönemlerinde cinsel istismara maruz kalma sıklığı incelenmiştir. Bu araştırmanın bulgularına göre; Türkiye’ de kadınların %8.9’ u 15 yaşından önce cinsel istismara maruz kalmıştır. Çalışmaya dahil edilen kadınların %38’ i “yabancı kişiler” tarafından, %15’ i ise “tanıdıklar (aile üyeleri)” tarafından çocukluk döneminde cinsel istismara maruz kalmıştır. Aile üyelerinin cinsel istismarı incelendiğinde; %4 dayı, %2 amca ve %2 ağabey ilk sıralarda yer almaktadır (s.115).

Filmde kendi hikayesini seslendiren Forrest, Jenny’nin annesinin Jenny 5 yaşındayken öldüğünü, ablaları ve babasıyla beraber kasaba dışındaki evlerinde yaşadıklarını ifade eder. IQ puanı 75 olan Forrest, Jenny ve ablalarının şanslı olduğunu, babalarının onları çok sevdiğini, öpüp okşadığını ifade ederek aslında bir ensest olayına şahit olduğunu da belirtir. Ancak Forrest normal zeka seviyesine sahip bir çocuk olsa dahi bu olayı bir istismar vakası olarak anlamlandıramayacaktır. Jenny bir gün evden kaçar ve Forrest’la mısır tarlasının ortasında ‘sevgili Tanrım beni bir kuş yap, yap ki çok ama çok uzaklara uçup gidebileyim.’ Şeklinde dua eder. Buradaki metaforla Jenny’nin babasının istismarından kurtulmak istediğini görürüz.

Hıdır ve Kılınç (2020) yaptıkları içerik analiz çalışmalarında cinsel istismarın zararlı madde kullanımı, depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu ile yakından ilgili olduğunu kurbanların intihar meyilli olduklarını ifade etmişlerdir. Filmde yetişkin Jenny’nin farklı yaş dönemlerinde ve farklı şehirlerde madde kullanımı ve intihara teşebbüsüne şahit oluruz. Ayrıca geçmişinde cinsel istismar öyküsü olan bireylerde daha erken zamanlı cinsel yaşam deneyimi, ergen gebelikleri, birden fazla cinsel eş ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların görülmesinde artışlar saptanmıştır (Eser ve Kılınç, 2020). Jenny’nin özgürlük arayışı, çok eşliliği, özgür cinsel yaşamı 60’lar ve 70’ler döneminde dahil olduğu Hippiler olarak adlandırılan grubun özgürlük kavramıyla uyuşuyor olsa da bu durum, çocukluk dönemi cinsel istismarın yetişkinliğe yansıması olarak yorumlanır. Aynı zamanda Jenny’nin filmin sonunda henüz otuz yedi yaşındayken AIDS yüzünden ölmesi de bilimsel gerçeklerin destekçisi bir durum olarak değerlendirilebilir. Cinsel istismarda bulunan babalar, aile üzerinde aşırı düzeyde hakimiyet kuran, bağımlı, suçu kendinden çok başkalarında arayan kişilerdir (Yiğit, 2004). Filmde baba karakterini net olarak göremiyoruz ancak Jenny’i gündüz saatlerinde bahçede kovalarken babanın elinde alkol şişesi olduğu kameralara yansımaktadır. Burada babanın alkol bağımlısı olduğu düşünülebilir. Ayrıca araştırmalara göre birçok istismarcının toplum nezdinde güvenilir, iyi aile babası, temiz giyimli ve bakımlı olduğu; sosyoekonomik düzeyi yüksek zengin ailelerde de ensest vakalarının ciddi oranda yüksek görüldüğü belirtilmektedir. Bu gerçeğe rağmen istismarcı için kirli, fakir, bağımlı, bakımsız ve dağınık bir imaj yaratılması filmin eleştirilmesi gereken unsurlarından biridir.

Psikiyatrik bozuklukları olan, çocuğu ihmal ya da istismar eden, güven vermeyen ve çocuk için korkutucu olan birincil bakımından sorumlu yetişkin, çocuğun gelecekte darmadağın-rededici bağlanma stiline sahip bir yetişkin olmasına sebep olabilmektedir. Bu tür çocuklar yetişkinlik döneminde, kendini yönetmekte zorlanır, sorumluluk almaz ve sosyal hayatlarında problemler yaşar. Bu bireylerde alkol ve madde bağımlılığı yüksek oranda görülür (Buharalı, 2017). Jenny’i henüz beş yaşındayken annesini kaybetmiş, ablaları ile beraber bir süre kendilerini cinsel olarak istismar eden babasıyla yaşamak zorunda kalmış. Jenny’nin eve gitmek istememesi, sıklıkla mümkün olan en geç saatte eve gitmeye çalışması; saçı başı dağılmış, kıyafetleri yırtılmış, yüzü ve kıyafetleri kir içinde babasından kaçıp mısır tarlasında kurtulmak için dua ederken izlediğimiz sahnelerde Jenny’nin ev ortamının bir çocuk için ne kadar korkutucu olduğunu anlayabiliriz. Jenny’i yetişkinlik döneminde hem fikir hem de yaşam tarzı açısından oradan oraya savrulan, ilişkiler konusunda kendisi için sağlıklı tercihlerde bulunamayan bir kadın olarak izleriz.

Literatürde ihmal ve istismar kavramlarının açıklanırken iç içe geçtiği, birbirlerinden ayrı başlıklar altında açıklanırken mutlaka birbirlerine temas ettiği görülmektedir. Cinsel istismar beraberinde duygusal ihmali, fiziksel istismarı, sağlık ihmalini ve ekonomik istismarı da getirir. Webb ve Musello (2021), duygusal olarak ihmal edilen çocukların yetişkinlik döneminde başarısız olduğu dört önemli noktadan bahseder: Kendini Besleme, Öz-disiplin, Kendini Yatıştırma ve Kendine Karşı Şefkatli Olma (s.191). Jenny’nin dağınık hayatı, oradan oraya savrulması, otostop tekliflerini kabul edip plansızca yaşaması, madde ve alkol kullanımı, beraber olduğu adamların fiziksel şiddetine de maruz kalışı, intihar etmeye kalkışması Webb’in bahsettiği alanlardaki başarısızlıklarının göstergeleridir.

Bowlby ve Ainsworth, bağlanma stillerinin, erken dönemdeki ebeveyn etkileşimini, ilerleyen dönemde ise inançları, beklentileri, ihtiyaçları ve diğer sosyal davranışları etkilediğini belirtmişlerdir (Kaya Örk, 2021). Bağlanma stilleri açısından Jenny’i değerlendirmek istediğimizde Forrest’ın evlilik teklifi ettiği sahne üzerinden değerlendirebiliriz. Jenny merdivenlerden çıkarken çocukluğundan beri bir an olsun onu sevmekten vazgeçmeyen, bütün zor anlarında yanında olup onu koruyup kollayan Forrest’a dönüp ‘Benimle evlenmek istemezsin.’ Diyerek seyircide Bartholomew ve Horowitz (1991)’in Dörtlü Bağlanma Modelli’nden saplantılı bağlanan bir karakterin izlerini taşıdığı izlenimini yaratmaktadır. Saplantılı bağlanan kişiler kendilerini sevilmeye layık olarak görmezken başkalarına ilişkin düşünceleri olumludur (Kaya Örk, 2021).

Annesinin ölmeden hemen önce Forrest’a ölümün hayatın bir parçası olduğu gerçeğini anlatması Forrest için Jenny’nin ölümünü katlanılabilir kılmıştır. Çünkü Forrest basit yönergeler ve yönlendirmelerle ikna olan, sorgulama ve yargılama, analiz ve sentez yeteneği zayıf olan bir karakterdir. Jenny oğlunu emanet edip, Forrest’la evlendikten bir süre sonra hayatını kaybeder. Filmin son sahnesinde Forrest mezarı başında Jenny’i ile konuşurken görürüz. Sahnenin sonunda mezarın üzerinde kuşların uçtuğu görülmektedir. Kuşlar, Jenny’nin çocukken mısır tarlasında ettiği duanın kabul edildiğinin göstergesi olarak izleyiciye sunulmuştur.

Değerlendirmemiz hangi açıdan olursa olursa olsun Forrest Gump’ın üzerine onlarca ve belki de yüzlerce analiz ve değerlendirme yapılacak kadar kafa karıştırıcı, etkileyici bir film olduğu gerçeği yadsınamaz.

Kaynakça:

• Buharalı, F. (2017). Bağlanma stilleri. Erişim tarihi:12.01.2024 https://www.psikoterapi.pro/makaleler/baglanma-stilleri#:~:text=
• Eser, D. Ve Kılınç F.E. (2020).Cinsel istismarın çocuk üzerindeki etkileri. Dinç, A. (Ed). Sağlık bilimlerinde multidisipliner araştırmalar. (221-232). İstanbul: Efe Akademi Yayınevi.
• Eskici, M. (2016). Aile Hekimlerinin Çocuk İhmali ve İstismarı Vakalarına Yaklaşımları ve Bildirme Durumları. (Uzmanlık Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi. İzmir. https://tez.yok.gov.tr adresinden alınmıştır.
• Hıdır, M. Ve Kılınç F.E. (2020). Çocukluk döneminde cinsel istismar üzerine yapılan çalışmaların içerik analizi. Türkiye Sağlık Araştırmaları Dergisi. 1-1, (23-40).
• Kaya Örk, E. (2021). Bağlanma kuramı çerçevesinde aldatma ve boşanma. IBAD Sosyal Bilimler Dergisi, (10), 248-263.
• Koyuncuoğlu, A. ve Koyuncuoğlu, D. (2023). Çocukluk Çağı Cinsel İstismarın Akut ve Kronik Etkileri. Spor, Eğitim ve Çocuk. 3(2), 21-29. DOI: 10.5505/sec.2023.76576.
• Polat, O. (2007). Tüm Boyutlarıyla Çocuk İstismarı. 1. Baskı Ankara: Seçkin Yayıncılık.
• Webb, J. Ve Musello, C. (2021). Çocuklukta Duygusal İhmalin İzleri: Boşluk Hissi. İstanbul: Sola Unitas Yayınevi.
• Yiğit, R. (2004). Çocukların cinsel istismarı ve ensest. Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi. 2010;8(3):90-100.