Kanayan Sosyoloji – Nurdan BAYRAKDAR

Göç etmek için geç kalmış kuşları gösteriyor gözlerimin yelkovanı.
Kaynayan buhur, sayrı muhit, uysal diyaloglar.
Arza illüzyon sunuyor benlik tabelaları
Tropikal yağmurlar kadar işimize yaramıyor
Serzenişleri yinelemek
Ortadoğu’da.

Işıyan çelenklerden itimatlı poliçelerden uzak
Saatlerin uzlaşamadığı günlerden muaf
Bir taze küre
İçinde ne zelzele
Ne pus
Yalnız, uygarlık peleriniyle
Cennetin eşiğinde çocuklar.

Kara düşen tohumların umutlu muhtevasına gömdüm yüzümü
Kanatsız kuşların ağıdıyla yandı kulaklarım
Soğuk odalarda
Eteğinde çocukları bir anne
Sıcak bir ırmak bulsaydı
Karışacaktı sularına.

Yitiriyor poetikasını
Üzerine çığ düşmüş şiirler
İnsan mı daha vahşi, türküsüz gözleriyle
Zaman mı
Demirden kabzasıyla.
Bakışlarını devirdikçe
Yayılıyor doğduğu toprakların kokusu.

Bir taze gök
Ne yetim kuşlar
Ne boz bulutlar
Yalnız uygarlık peleriniyle
Cennetin eşiğinde çocuklar.

 

 

Kanayan Sosyoloji, Nurdan BAYRAKDAR
#sin24, 2020.