Yelkenleri açalım, compañeros
Açalım yelkenleri, hangi deniz olursa olsun
kim der ki biz kendi kendimize kılavuzluk edemeyiz
şu kaynayan sığ kayalıklara doğru, katran karası
hepimizin düşmanı şüphesiz!
Duyduğumuz ve varmaya can attığımız
mavi suların şu son geçidi için
(varmasak da olur, varmasak da!)
denizciler hep dört açar gözlerini
her yanı sızdıran yamalı ama tatlı
bir odun kokusuyla tütsülü
seksen yıllık, çürümeye yüz tutmuş
ve yine de ele avuca sığmaz bir tuz keskinliği
kavurucu bir güneş altında
işe yarar kerestelerin içinde. Açalım,
bilinmeyene açalım yelkenleri.
Bilinmeyen en güzeli, en cezbedeni,
sisin ardındaki ücra gemiler ya da fırtınada sallanan
bir şamandıradan amansız çınlayan çan sesleri gibi.
İngilizce’den Çeviren: Muharrem YENİ
#sin11, 2018.