Teknoloji Devleri Neden Kendi Çocuklarını Teknolojiden Uzak Tutuyor? – Cemre Özcan

Şimdi size uzun zamandır ülkemizde ve dünyada esamesi okunmayan, hissetmeye hasret kaldığımız kavramlarla ilgili bir konu anlatacağım. Bu yazıyı size son teknoloji bilgisayarımla yazıp internet ağını kullanarak ulaştırıyorum. Aslında daha önce matbu hali için uzunca bir süre direndik, ısrarla adreslerinize kadar iletmek istedik. İstedik ki altını çize çize ya da yanlarına not ala ala okuyun, belki de yalnızca göçüp giden bir ağacın kokusunun size ulaşabilmesi ...

Derinkuyu Türkiye’dir – Örsan Gürkan

“Nazım Hikmet Vatan Hainliğine Devam Ediyor Hâlâ” Yaşar Ercan’ın önerisiyle Sin Edebiyat dergisinin sitesinde yaşadığım yer üzerine kaleme almaya başladığım yazısı dizisinin özellikle son yazısı ile ilgili birçok kişi sitemkâr şekilde eleştirilerini yöneltti. Aslında bunlara eleştiri de denemez. Bu yazıda meramımı açıklamaya gayret edeceğim. Derinkuyu’nun ne kadar da Türkiye’ye benzediğini daha iyi anlamak için çaba göstereceğim. Şair fırıncıdan her gün ekmek alırmış da fırıncı bir ...

Enkaz Ruhlar – Cemre Özcan

Ruhlarımız da biraz enkaza dönmüş evlerimiz gibidir. Benim coğrafyamda insanlar genelde boş arsalarına mimarlarla ve mühendislerle projeler çizip otomatik kapılı garajları, bahçesinde havuzu, terasında şöminesi olan evler yapmazlar. Kimse bahçesindeki çimleri sulayabilmek için fıskiye projesiyle uğraşmaz zaten bahçelerine çim de ekmezler. İç mimarlarla toplantılar yapıp pozitif enerji verecek dekorları, ışığın geliş açısına göre evde bulundurulacak bitkileri, nişlere konulacak bibloları, duvarlara asılacak tabloları ya da kütüphanenin ...

Derinkuyu Olmak 1 – Örsan Gürkan

Derinkuyulu olmanın yükünü çekebiliyorum ama iyi ki Derinkuyu değilim. Yaşam şartlarının bunca çetinliğine rağmen Derinkuyu medeniyetler için önemli olmuştur. En yakın su kaynağı 30 km ötede, yetmezmiş gibi Türkiye’nin en az yağış alan bölgelerinden biri. İki tepe arasında şaşılacak derecede dümdüz uzanan bir ova. Rakım bakımından epey yüksek. Kışları -20 dereceye dayanan soğuklar yılda en az birkaç gün “en soğuk” ilçeler sıralamasına giren bir yer. ...

“Hayın Su Hayın Toprak” – Örsan Gürkan

Derinkuyu’nun yaşamı zordur, insanı ondan da zordur. Toprağından suyundan mı böyledir? Bir anlatı üzerinden açıklamaya çalışalım. Günlerden bir gün Derinkuyu’ya yakın bir kasabaya balık yemeye gitmiştim. “Buralar böyledir kırıcı yalnızlıklar içinde çalkalanır dururuz. Bozkır halden anlamaz, seni dinlemez, kafasına ne eserse onu yapar. İnsan da biraz olsun nefes almak için savrulur. Bozkır insanlarını da kendine benzetmiştir, eğlenecek olsa eğlenmeyi bilmez. Her şeyi doruklarında yaşar bozkır. ...

Derinkuyulu Olmak – Örsan Gürkan

Burada yaşamanın direnme duygusuyla bir ilgisi olduğunu düşünürüm. Sanki herkes başka bir yerde yaşıyormuş, bütün olanaklar bambaşka şehirlerde başkalarının elindeymiş de bizi buraya birileri zorla toplamış gibi hissederim sokaklarında yürüdükçe, insanıyla konuştukça. Burada yaşamak amansız bir yalnızlıkla eş değer. Bütün herkes tanıdık ama sen bu tanışmışlıkla kalakalmışsın. Onlardan birisin ama uzaktan seyrediyorsun. Aslında herkes sensin ama hiç kimse seninle değil. Her yer gibi işte, uzatmalı ...

Bir Saniye! Güzel Şeyler de Var – Cemre Özcan

Miami Notlari-2 Miami notlarıma, Polyanna karakterime inat kötümser bir başlangıç yapmış olabilirim. Fakat bu sayıda iç açıcı haberlerim var. Ve birkaç sayı daha sanat içerikli yazılar hazırlamayı planlıyorum, çünkü hâlihazırda malzemem çok. Sahip olunması gereken tek şey var: “Ya doğuştan ince bir ruhtur bu ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh.” der Nietzsche. Doğuştan var olan ince ruhumu bilim ve sanatla destekleyip büyütmeyi ...

Türk Mitolojisinde Bazı Bileşenler – Yaşar Ercan

Mit, mitos ya da mitolojik anlatı; aynı vücudun benzer uzuvları olan bu tabirler kısaca geleneksel olarak yayılan ve toplumun hayâl gücüyle biçim değiştiren alegorik bir anlatım -halk hikâyesi- olarak açıklanabilir. Yaratan ile yaratılan arasında geçen özellikle güce dayalı bir zeminde oluşturulan bu tür anlatılar halkların tarihlerinden notlar aktarır. Toplumların yaşam tarzları, inançları, coğrafyaları, geçim kaynakları gibi yaşamın içerisinde yer alan birçok fonksiyonel faaliyetleri dizginler, biçimlendirir. ...

Mutsuz Köpekler Şehri – Cemre Özcan

Miami Notları -1 Siz hiç yürüyen yaralar gördünüz mü? Her köşe başında uyuyakalmış yaralar, her sokak ardında ağlayan yaralar, masalarda tek başına şarap içen yaralar, marihuanayı merhem yapan yaralar? En çok da gece karanlığında sızlayan yaralar, sızısını müzikle, dansla, yabancı bedenlerle bastırmaya çalışan yaralar gördünüz mü? Ben gördüm. Ben Cemre, bir süre önce Miami’ye taşındım. Ülkemdeki birçok insanın “çılgınlık” olarak adlandırdığı şeyi yaptım ve taşındım. ...

Bir Ölüm İlanı Olarak Sanat Ve Gösteri – Doğuş Furat

  GİRİŞ Çağdaş Sanat Bir Komplo Mu adlı çalışmamızda sanatın ortaya çıkışından günümüze kadarki serüvenini ele alıp sanatın bugünü ile dünü arasındaki kopuşun nedenlerini irdelemeye çalışacağız. Bugün biyanellerde, sergi ve tiyatro salonlarında yahut çağdaş sanat ödüllerinde karşımıza konan sanatın aslında bir komplodan ibaret olduğunu; neoliberal büyünün gözlerimizi nasıl kör ettiğini, cenazesi orta yerde duran bir şeyi gömmekten neden imtina ettiğimizi açıklamaya çalışacağız. Tabutta yatan bir ...

Modern Kimlik: “Yalnızlık” – Azize Bati

  İnsanı hunharca kalabalıklar içinde sadece yürüyen el ve ayaklar hâline getiren ne idi? Altın varlık tepsinin etrafındaki ışık mı? Para, şan, şöhret, statü, açgözlülük; doyumsuzluk, sevgisizlik, yozlaşma hangi birinde unuttu insan gerçek kimliğini? Olağanca kalabalıklar içinde her yerde umutsuz, tatmin olmayan birey çarpıyor gözümüze. “Nasılsın?” sözcüğü anlamını yitirdi. Artık sadece kelime olarak var çünkü modern çağın insanı anlamını unuttu. Hiç tanımadığınız bir insanın masasına ...

Kimlik Krizinin Karşı Kıyısı: Histerik Gerçekçilik ve Küresel Edebiyat-Fulya KILINÇARSLAN

  Rumen akademisyen ve yazar Stefan Bolea, “Internal Conflict in Nineteenth – Century Literature” isimli kitabında edebiyatın çeşitli kuram ve akımların bir yansıması olmadığını belirtir. Bolea’ya göre edebiyat, tek başına geleceği öngörme kabiliyetine sahiptir ve zaman içerisinde hem toplumsal algıyı hem de o algıdan doğacak olan kuram ve akımları şekillendirir. Oysa alışık olduğumuz bakış açısı tam aksi yönü işaret eder – eleştiri ya da analizde ...

Tahsin Yücel ve Yazar İmgesi-Nedret ÖZTOKAT KILIÇERİ

Fotoğraf: Tahsin Yücel Aile Arşivi Tahsin Yücel aramızdan ayrılalı beş yıl oluyor. Çeşitli fırsatlarla ne zaman hocamın yapıtına dönsem, yeni düşünce ufukları açılır önümde, edebiyata ve yazarlığa, yazar imgelemine ve yaratım edimine ilişkin sanki daha önceden hiçbir şey okumamışım gibi gelir, uçsuz bucaksız bir okyanusta kulaç atmak nasıl bir duygu olabilirse öyle bir yabancılık çekerim. Oysa öğrenciliğimle birlikte otuz beş yıl var geride, meğer ne ...

Kendi Dilini Kendisi Yaratan Edebî Bir Tür: Yeraltı Edebiyatı – Gönül OCAK

-Şu merdiven başında pazarlık yapan kadın bir fahişe mi? -Hayır. -Peki ya o sokağın başında bacaklarını gösteren? -Hayır. -Peki ya şu kadın? Baksana nasıl şehvetle bakıyor. -Hayır o da değil. -Burada hiç fahişe yok mu? Baksana şu kadınlara nasıl da giyinmişler? -Fahişe nedir bay Burton? -Tenini parayla satan aşağılıklardır bay Vencanze. -Hayır bay Burton, fahişelik bu değildir. Fahişelik, insanların hayatını bilmeden onları aşağılamak ve yargılamaktır. ...

Pandora’nin Kutusu Üzerine: Ütopya Ve Umut – Pınar K. ÜRETMEN

Mitolojiyi çocuklukta dinlediğimiz masallarla eş tutabilir, mitolojik kahramanları masal alemine, hikâyeleriyse düşsel bir zemine ait sayabiliriz. Öyledir de bir bakıma, ama bundan çok daha ötesidir aynı zamanda. Hayal gücünün gerçekliğe, sezginin akla, sözün yazıya yaslandığı o temas noktasındadır mitoloji. Düşsel ve masalsı olanın gerçeklik sınırındaki imtihanıdır. Tanrılar ve Tanrıçalar, göksel saraylarından ellerini uzatıp da insanlığa dokunarak büyük bir bilgelik armağan ederler aslında. Mitler, gerçeğin üstündeki ...

Hz. Adem, Truman Burbank ve Simülakrlar ve Simülasyon – Murat KAÇER

"Good morning! Oh, in case I don't see ya, good afternoon, good evening and good-night." Geriye kalan veya kalacak anları peşin vererek tek bir ana sığdıran bu cümleyi Truman Burbank gibi telaffuz edebilecek misiniz, bilemiyorum. Ben edemiyorum, onu itiraf edeyim. Zaten bu dergiyi takip ediyorsanız, bu satırların yazarının gereksiz itiraflarından haberiniz var demektir. Yine edebiyat mabetlerinde pek mum yakmadığımı da biliyor olmalısınız. Neyse, bu yazı ...

Entropik İnsan Ya Da Varoluşa Dair – Veysel Karani Tur

1. Maske “...yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz.” İnsanın bir sıfır noktası olmadı. Henüz yok. Ufukta da görünmüyor. Hiçbir zaman tamamen anlamdan âri olamadık. Üstelik bu anlamların tamamını kendimiz inşa etmişken. Maske binlerce yıllık karanlık mitler tarihimizden günümüze ulaştı ve olabilecek en az anlamı taşıyarak bizi bir virüsten korumak için suratımıza tutuldu. Maskenin altındaki yüzü asla göremeyeceğiz. Görsek de tanıyamayacağız, çünkü bize ait bir yüz ...